24.12.10

Kitap Sayfaları

Wuuu... Neredeyse 2 ay olmuş yazmayalı, ama bu blog daha iyilerini de görmüştü diye hatırlıyorum, daha uzun soluklu rekorlar da kırmıştım yani :)
Bloğu kış uykusundan kaldırma konum; okuduğum kitaplar. Şöyle bir tarihe bakıyorumda 1 yıl içinde okuduğum kitaplar hepi topu bukadarcıkmış. Bunlarda öyle gidilip hususi alınmış kitaplar değil market indiriminden faydanmak amacıyla alınmışlar. Önümüzdeki yıl eski hızıma kavuşmayı hedefliyorum bakalım olabilcek mi?



Kipitaplarım 2



Saray Sürgüne Son Padişah Vahdettin- Ayhan Buz;

Kitabın tanıtım kısmında Vahdettin in ağzında dökülen şu sözler insanı etkiliyor
“Karşınızda köklerinden koparılmış, bir girdapla sahile fırlatılıp atılmış bir kazazede var. Ben bu kargaşa içerisinde önümde daha ne kadar yol kaldığından habersizim ve bu işin neticesini de sadece Allah biliyor.
Ne yapabiliriz ki? Kader, bu konuda düşündüğümden farklı bir yol çizdi. Ben, dindar bir insanım. Vazifemi çok karmaşık bir dönemde, bir insanın yapabileceği en iyi biçimde tamamladığıma bütün yüreğimle ve kat’iyetle inanıyorum. Osmanlı Saltanatı’nın en tartışmalı dönemlerini konu edinen son kitap. Zaman zaman Mustafa Kemal ile yollarının birleşme anları, ona yardımları, zaman zaman ondan kaçışı, karşı çıkışları ve sonunda yurdunu terkedip gitmesiyle son bulan bir hayat hikayesinin derlenip toplanarak bu kitapta birleştirilmiş halini görüyoruz...
Tarihe meraklı iseniz eğer; benim yazlnıca yolda okumak için aldığım bu cep boy kitabı 1-2 günde bitirebilirsiniz.


Khaled Hosseını- Uçurtma Avcısı;
Bu kitap üzerine ne yazılabilir ki, eminim birçoğunuz okuduz ve okuyan kitlenin bir çoğu da uzun zaman etkisinden kurtulamamıştır..
Kitabın giriş kısmı bir parça ağır ilerliyor, ama sayfalarda dolaştıkça heyecan ve hüzün hakim oluyor üzerinize.
Kesinlikle okunması gereken seveceğiniz bir kitap...

İskender Pala- Katre-i Matem;
Katre-i Matem, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikayesi olarak başlıyor.
Kitap içinde kitap niteliğinde ki "bu güzellik" sizi hakikaten bambaşka bir dünyaya Lale devrine doğru bir yolculuğa çıkartıyor.
Kitabın yine giriş kısmı oldukça zor ilerledi bende, adeta zevksizdi diyebilirim.
Bunda birazda bu kitabı okumaya başladığım dönemde çook meşgul olmamında etkisi var kafam başka şeylerle meşgulken kitaba bir türlü dalamamam beni ondan uzun birsüre soğuttu. Neredeyse 2 ay gibi bir zaman ara verdim, arada başka kitaplar okudum ama nedense birtarafa bırakılmış kitaplara dayanamam, sanki yavrusunu sokağa bırakmış anne gibi hissediyorum kendimi..
İyiki bu huyum var ama, çünkü kitabın ortalarına doğru geldikçe ilgiyle okudum, bitirdim ve çok sevdim.

Ejderha Dövmeli Kız- Stıeg Larsson;
Söylenecek tek söz var oda; "soluksuz okunacak düzeyde, sürükleyici bir kitap." Kurgu ve karakterler mümkemmeldi!... Sırada serinin ikinci kitabı Ateşle Oynayan Kız var..



Kipitaplarım



Bu yukarıda görmüş olduğunuz kitaplar ise; en üstte bahsettiğim kitaplara oranla çerez niteliğindeydi. 4'üde biyogrofik roman niteliğinde ve hepside hüzün yüklü özellikle Miralayın Kızı Süreyya. Çerez gibi olsalarda hepsini severek okudum..
Çok öpüyorum sizi sevgiler..

18.9.10

Anne Olmak

Bebeğimiz olsa mı - olmasa mı? düşüncesinin karasızlıkla sürünceme de kaldığı o günlerin ardından, hamile olduğumu hissettiren ilk baş dönmesin de hissetiğin kalp çarpıntısıyla başlayan süreçteki şaşkın kadın...

İlk testte bana nanik yaptığı an sanki yıllarca bekliyormuş gibi gecenin bir yarısı tüm millete duyuran pek görmemiş kişi..

Bir nohut kadar ki haline duygulanıp gözleri dolan umarım sağlıkla gelişir diye dua eden tedirgin kadın..

Kalbinin sesini ilk duyduğunda oan cümle müzikleri hafızasından silen ve o ritmi ,o sesi yüreğinin en derinine kazıyan kişi..

Karnında ki ilk kıpırdanışını hissettiğimde, varolduğuna işte ancak ozaman inanan ama sonuca dair hiçbirşey kestiremeyen acemi kişi!...


17 Eylül Cuma



Ya doğduğun o an; işte o tarifsiz heyecanın ve çektiğim acıların seninle noktalanmasıydı. Beni "işte anne oldum" duygusuna kaptıran tek şey; o soğuk doğumhane de kucağıma verilen sıcacık, yumuşacık "sen"i nihayet görmekti...

Bunları neden yazıyorum derseniz? Oğlum, salı sabahı okula başladı (hazırlık sınıfı) yani diğer adıyla anaokulu öncesi eğitim'in oğlum için ilk günüydü..
Ogünkü heyecanımızı tarif edemem ama, babasıyla beraber hissettiklerimizi bir videoya çektik sakladık çok güzel bir anı olacağı düşündesindeyiz...
Elbette öğretmeni ve arkadaşlarıyla tanıştığı ilk anı ve okul'unda yaptığı ilk kahvaltısını da videoya aldık..

Bir haftadırsa, içinde bulunduğum haleti ruhiyeyi tek bi çatı altında toplamakta zorlanıyorum.
Heyecan desem; belki, panik desem; evet, huzursuzluk; sonuna kadar, peki tavan yapmış annelik duygusuna ne demeli bol miktarda da ondan.. 
Uzun saatler ayrı kalmaya henüz başlamadan duyulan özlemin kokusu; "elbette ki" .
Gurur, sevinç, peki; korku!
Herşey, herşey var işte oyüzden bugünler de dokunmayın ağlayabilirim!.

5.8.10

Hediye Paketlerimizi Süsleyelim

Son zamanlarda siparişlerim için, aşağıdaki gibi geri dönüştürülmüş kağıtlardan yapılan karton kutuları tercih ediyorum.
Bu renk kutular; geri dönüştülmüş olduğundan doğa açısından içim rahat , hem hafif, hem daha ekonomik, hem süslemesi diğer renkli kutulara nazaran çok daha kolay çünkü her renk yakışıyor.
Özellikle hasır ip en favorim, yanına bir iki renkli birşeyler, kuru çiçekler, şifonlar, delikli puanlı tüller v.s... ile şahaserler çıkarabiliyorsunuz.



02


Bense bu sefer, sizin belki bir çok yabancı blogda gördüğünüz benimse ilk kez yapılışını Anne Kaz 'da gördüğüm bu pom pom gülleri kullandım ve yanılmıyorsam Martha ablamız yapıyordu :) Doğum günü ve özel günler de duvara ve tavana asmak için bir altenatif olarak sunulmuştu ama görüldüğü gibi heryerde kullanılabilir nitelikte hoş birşey :)



Kısacası, böyle özenle hazırlanmış bir hediye paketini alan kişi kendini fazlasıyla özel hissedecektir değil mi?


Kutu Detayı


Yapılışını ekledim yalnız işlerimden dolayı açıklamasını akşam üzeri ekleyebilicem ama fazla bekletmicem söz :)
Demişim, ayın 5 'inde. Şimdi ise 7 'si olmuş ve ben ancak ekleyebiliyorum ayrıntılı yazıyı ama çok işim var bugünler de, birhayli de yorgunum. Sıcakta ısınmış laptopla haşırneşir olmaktan çok serinleyecek aktivitelerim olsun isterdim ama işlerim öyle çok ki oda olamıyor. Herneyse beklettiysem affola :)

GÜNCELLEME:7 Ağustos 2010

1. 50 cm uzunluğunda ki gramafon kağıdını (bu kağıt bildiğime göre krapon kağıdından çok daha incedir, bu çiçek için en uygunu da bu kağıttır,hemen hemen her rengi vardır, kırtasiyeden gramafon kağıdı diye isteyiniz) 25 'er cm aralıklarla 4 'e katlayınız,

2. Makas ile kat yerlerini kesip,

3. birbine bağımsız ve aynı eşit uzunlukta 4 adet kağıt elde ediniz.

4. Eğer çiçeğin orta kısmını sizde benim gibi farklı bir renk yapmak isterseniz aynı boy ve uzunlukta başka bir renk gramafon kağıdı daha kesiniz. Kesme işlemini sülfile makası ile yaparsanız çok daha havali bir duruşu olur ama yoksa hiç sorun değil nomal bir makaslada isterseniz minik minik kesikler de oluşturabilirsiz, bunun için bol vaktiniz ve kağıt kesme hobiniz varsa zevkli bir iştir :) Yoksa normal makasla normal normal kesin oda yeterlidir ve çiçeğinizin güzelliğinden birşey de kaybettirmez.

5. Hani eskiden yelpaze yapardık gazetelerden hatırlar mısınız? Uzun kağıdın dar kısmından diğer dar kısmına doğru ters düz yaparak küçük küçük katlardık işte aynı katlama işlemini bu 5 katlı gramafon kağıdı ile yapıyoruz.

6. Tam olaraksa, resimde görüldüğü gibi eşit uzunluklarla birkaç kez katlanmış bir nevi yelpazemiz hazır oluyor :) elbette bir ucunu kıvırıp kendinizi ferahlatmak size kalmış ama devam edelim derim ben.

7. Hani buzdolabı poşetlerinin içinden çıkan şu içi metal, dışı kağıt olan poşet bağlayıcıları bilirsiniz, ben onu hiç kullanamıyorum nedense ve poşetler bitene kadar da kutunu içinde bekletiyorum çöpe atarkende içim sızlıyor yahu :) Kullanılmadan atılan herşeyde üzüntü duyuyorum işte her alınan şeyin hakkı verilmeli diye düşündüğümden...

8. İşte o bağlayıcıların 3 tanesini uzun uçlarından birbirine ekliyoruz ve uzun bir bağlayıcı elde ediyoruz.

9. Yaptığımız bağlayıcıyı yelpaze görünümlü çiçek taslağımızın tam orta göbeğinden hafifçe bağlıyoruz :)

10. İşte en zevkli kısımlardan birisi daha, her kağıt katmanını elimizle geriye doğru -dikkatlice ve yırtmadan!- açıyoruz.

11. Ben ilk yarıyı açtım bile

12. İkinci yarıyı da açıp bitiyoruz yalnız eğer biryere yapıştıracaksak ikinci yarıyı dah az açınız ve o kısmı altta bırakıp yapıştırın. Eğer ki havada sallanacak birşey yapmak isterseniz her iki kısmında olabildiğine açın top gibi birşey olsun.

 İşte bu kadarcııık. Yeni bir yapım aşamasında -ki bu nezaman olur  bilmiyorum- görüşene değin hoşçakalın dostlar...


01


Sevgiler.

12.7.10

Selam Olsun Herkese ve Çekiliş :)

Uzak yollardan geldim blogum bi dinleneyim bak neler anlatıcam sana...



Ayvalık


Arkadaşlar merhaba, nerelerdeydim çoktandır, merak eden 3-5 kişinin merakını gidereyim sizlere selam edeyim diye uğradım bloguma. Yoksa uğrayacağımda yoktu çünkü tembelliğin dibine vurdum ayda 2 bilemedin 4 kere anca blogumu günceller oldum sebebi ise malum tatil modu..
Nereye mi gittim?

Şöyle bir Ayvalık- Sarımsaklı plajlarında fink atıp, kah yatarak kah denize dalarak, oturduğum anlarda ise ayvalık tostuna gömülerek, ayvalığın etraftaki adaların eşsiz eşsiz güzellikteki koylarında (Çıplak ada, Şeytan tepesi, Cunda adası v.s..) sualtı dalışı yaparak (:p desemde inanmayın) çoğunlukla balık ve kuma kaykılarak :) ve en çok da güneş'e iliklerime kadar doyarak geldim canlarım cananlarım...

Gelmişken de;
dobiş göbeğimi saklayan öpücüklü tshirt ve en sevdiğim ayakkabılarımla :) size poz vereyim dedim ama üst kısmın fotosu yarın :P dermişim:) Bundan kime ne değil mi? Ne yapmışım ne etmişim de nerdeymişim? peh peh çok lazımdı derim kimi zaman sevmediğim bi bloga denk gelirsem valla ne deseniz haklısınız sevmiyorsanız çıkıverin anacım.
Zaten elimde orda olduğuma dair 2, bilemedin 3 şekilsiz şemalsiz manzara fotosundan başkada fotom yok size ordan burdan bulduğum fotoları ekliyorum artık :) ordan azcık bilgi sahibi olabilirsiniz ama kısaca anlatmam gerekirse ki bu 1 haftayı nasıl anlatsam bilmiyorum şahane bir yer Ayvalık-Sarımsaklı.




Capcanlı eğlenceli ve ılık havasıyla insanı kendine aşık eden ve birdaha birdaha kendine çağıran biryer yalnızca bir parça bakıma ihtiyacı var okadar ama deniz kum güneş 3'lüsünden detaylara takılmaya fırsatınız kalmaz emin olun gittiğinize pişman olmazsınız...
Kısacası arkadaşlar ben gittim gördüm bol bol yedim, yattım, yüzdüm :D tembelliğin dibine vurdum ve en önemlisi son gün yaptığımız tekne turuyla (cömert kaptan) gülmekten yarılmak deyimini bizzat yaşadım ve sonunda mutlaka ama mutlaka birkez daha gitmeye karar vererek döndük...

Tatil mevzusu budur arkadaşlar anlat anlat bitmez bilirsiniz, başka konuya geçelim.
Fulyamda çok güzel bir çekiliş var http://fulyabozkurt.blogspot.com/2010/06/fulya-bozkurt-2-kisiye-saat-hediye.html  ben katıldım siz de bu şahane ürünlerin olduğu fırsatı kaçırmayın derim.
Katılan herkesin şansı bol olsun yada benim şansım bol olsun yada şöyle diyelim iyi olan kazansın :D

Bu satıralara kadar beni okuyan herkese cipcivelek bir hafta dilerim efenim, sevgiyle kalın :)

28.6.10

2010 İsmek Ahşap Boyama Branşı

İstanbul'a aşık bir blog yazarı bunları gördüğünde ne yapar? Elbette hayranlıkla uçuşan martıları seyre dalar...
Bayıldığım bir çalışma fırça tutan eller  hiç yorulmasın emi?


44





3




5





6



1




2

25.6.10

İsmek 2010 Rölyef Branşı











Öyle çok çalışmalar vardı ki ben sadece eski İstanbul çalışmalarına yer vermek istedim..
İyi seyirler..

21.6.10

2010 Feshane İsmek Sergisi İğne Oyası Branşı



Her sene düzelenen geleneksel elsanatları İsmek sergisine bu yıl ancak son günlerinde gidebildim.
Niyetim gizli merakım kurdele nakışlarını görebilmek, birkaç güzel kare yakalamak, şahane tekniklerin olduğun kitaplardan edinmekti.
Oysa bu sene sergi öyle, öyle, öyle minik ve gösterişsizdi ki geçen yıl hayranlıkla geze geze, izleye izleye bitiremediğim, şarjımın azizliğine uğrayıp fotoğraflayamadığım, fotoğrafladıklarımı ise bilgisyarımın azizliğinden sizlere gösteremediğim kurdele nakışları bölümüne ayrılan sergi alanı tüm branşlar gibi çok ufaktı ve ürünler çok azdı.
Benim için tam birhayal kırıklığı oldu...

Neyse yakaladığım birkaç güzel kareyi paylaşmama mani değil elbetteki bu durum.
Bu sebeple 1-2 gün ismek sergisinden alıntılar olacak blogumda. İlk olarakta, geçen yıl ziyaretçilerimin en fazla talep gösterdiği iğne oyaları...




20


Ürünlerin çoğu satıştaydı  mesela, bu üstteki tablonun fiyatı 500 lira.
Açıkçası böyle minicik bir iğneyle resmen kuyu kazılarak yapılan bu emeğe değer derim, o eller o gözler nasıl ilmek ilmek dokumuş takdir ettim. Hoşuma gitmeyen tek teş altın sarısından hiç hoşlanmadığım için çerçeve kısmı.

Aslında bizler ürünlerimizi sergilemeyi bilmiyoruz gibi geliyor bana mesela, bu nakış çok daha modern bir tabloya uygulansaydı günümüze daha uygun olmaz mıydı?
Veya tabloyu geçelim hani görüyoruz ya zaman zaman  (beyaz'a boyanmış) dal parçalarından yapılmış çerçeveler, bu tabloya çok daha hoş olmaz mıydı? yada, iğne oyasının yiten değerini (ayy kim yapıcak bunu iğneyle bunu yapmaya ömür ister, hem artık oyamı kaldı! şekerim diyenlere inat) bir adım daha günümüze uyarlayarak sergilenemiz miydi?


19




17





16


10


Mesela şu üstteki örtü çok hoştu fiyat olarak 300 yada 200 gibi birşey hatırlıyorum ve yine altın varaklı çerçevesi ile şu tablo..



13


Ve bir de bu alttaki şeker, fiyat (200) lira.


12



14


Tüm kursiyerlerin gözlerine ellerine sağlık ve umarım ürünleriniz değerini bilenler tarafından satınalınmıştır...


NOT: Resimlere tıkladığınızda flickr hesabıma yönlendirileceksiniz, orda all-size yazan kısma tılayıp büyük boylarını inceleyebilirsiniz.

14.6.10

İnci Peçetelikler

Geçen haftalarda domainimin 1 yıllık süresi dolmuştu yenilemeyedik sebepse; ne kullandığımız e-postamızı, ne şifremizi hatırlayamadık. Bu böyle 10 gün kadar sürdü ve 10 gün'ün sonunda jeton nihayet düştü de halledebildik.

Merak edip mail atanlar oldu teşekkür ederim iyiki varsınız, mutlu oldum çünkü.

Bu süre zarfında fotoğraf makinamı tamire bıraktık ve hala gelmedi. Yapılacak işler var yapılmadı ve bitecek işlerde bitmedi haliyle, çünkü biz sadece tatile odaklandık ve deliler gibi şafak sayıyoruz, gidip dönünce ikimizinde boyu uzayacak diye umuyorum :)




Üstteki peçeteliklerse sahibine çoktan ulaştı, son hali bu şekilde ve birara pasajda listelerim ama o ara hangi ara olur bilmiyorum çünkü, pasaja bişey eklemeye öyle üşeniyorumki taş taşımış gibi sıkılıyorum, bunalıyorum. Özellikle etiket ve kullanılan materyaller kısmını doldurmak işkence gibi geliyor...
Neyse bugün gezme günüm hadi ben kaçıyorum.

Sevgiyle..

28.5.10

Ametist Taşından Takılar...

Ametist Kolye



Songünlerde bir taş furyasıdır gidiyor canım ailem de... Hani bilirsiniz şu sağlık ve burç için olan taşlar varya, işte onlardan edinmiş herkes ve akabinde bir sürü egzantirik olaylar da birbirini takip etmeye başlamıştı...

Ben de bir eminönü turunda bu egzantirasyonu yaşayacak adımı attım :) Bir dükkanda tezgahtaki taşlara göz gezdirirken Amestis'e gölüm kaydı...


60



Aldım yavruyu, ordan çıktım misina ipi, kolye aparatları, filan derken küpe yapmak aklıma geldi. Küpe için işlenmiş ametist taşı ve birkaç bişeyler aldım eve geldim nette kısa bir gezinti ile bu taşın benim burç taşım olduğunu ve bu taşların kullanılmadan evvel arındırlması gerektiğini okudum.





Suyun içinde ne güzel görünüyorlar değil mi?

İşte verdiğim linklerde de okuduğunuz gibi, böyle eneji taşları ya toprağa gömülürek yada su solu bir bardakta güneş ışığı altında yarım saat bekletilerek negatif enerjilerden arındırmak gerekirmiş.

Yalnız ben ilk gün, aceleyle yapıp arındırma işlemine pek kulak asmayıp taktım ve dışarı çıktım. Sanki içim sıkıldı taş boynuma ağır geldi, nasıl tabir edilir bilmiyorum :) patlayacak gibi etti beni. Korktum garip bişey değil mi?

Şimdi aksatmadan arındırma işini yapıyorum, heleki ilk alındığında mutlak arındırılmalıymış.
İnanıyorum ben böyle şeylere, boynumda yada kulağımda bunları taşımanın sakıncası olacağını da pek sanmıyorum..

Buarada aynı küpelerden bir çift daha yaptım almayı düşünen mail atabilir.  İstenirse eğer üstteki kolyeden de yapabileceğimi unutmayın :) keyiflihobiler@gmail.com

Sağlıkla ve pozitif enerji ile kalın, öpüyorum hepinizi :)

25.5.10

Soft Bowl Çay Saati Etkinliği



Pazar günü Soft Bowl firmasının ürünlerini tanıtmak amacıyla düzenlediği çay saati etkinliğine davetliydim. Blogumda yemekle ilgili birşeyler yapmasam da böyle etkinlikleri takip ederim.


Hobi bloglarının makus talihi midir nedir bilmiyorum, bizde bu şekilde aktiveler pek olmuyor.
Mesela bir kurdele firması veya  ip yada kumaş firması  neden yeni ürünlerini tanıtmak amacıyla blogları kapsayan bu tür etkinlikler düzenlemezler diye düşünüyorum..
Zaman gelecek bizimde kıymetimiz bilinecek kızlar bakın buraya yazıyorum :)

Herneyse buluşma yerimiz Mia Caramella Cafe ve bu 
yandaki masa orada bizim için özenle hazırlanmış.


Bu sol kısımdaki lezzetler de bu samimi Cafe'nin sahipleri Hayal hanım ve annesi tarafından Soft bowl kalıpları ve ürünleriyle bizim için pişirilmiş enfes lezzetler :)

Ben davete gelene kadar dünya şey yemiş olmanın pişmanlığını yaşayarak oturdum masaya, tadabildiğim lezzetlere bayıldım yalnızca şu en öndeki kekin tadına bakamadım :) en kısa zamanda tarifini deneyeceğim :)


Bu etkinlikten ne kazandık derseniz yeni yeni blogcular, yeni lezzetler :) bu lezzetleri pişirebileceğimiz yeni bir marka ve hakkında güzel bilgiler ve SOFT BOWL 'dan tanışma hediyesi çok güzel ve kesinlikle kullnılacak hediyeler. 

Sonuçta Soft bowl 'un bu etkinliğine iyiki gitmişim diyorum...


Ayrıntılı bilgiler ve daha çok resim için Sevilim'in bloguna lütfen.

19.5.10

Ninna Nanna Marinare....


Merhaba,
hani bir şarkı var Pink Martini grubunun, "Ninna nanna marinare...." diye başlıyor sonra içinden dans etmek geliyor hani insanın, (yada benim her dinleyişimde içimden gelen şey bu oluyor şöyle eteklerim uçuşa uçuşa...)

İşte bugün bu şarkıyı dinlerken yaptım bu beyaz şekeri, sonrasında ise sahibine önerdim ve yapraklar iptal olarak çalışmayı kararlaştırdık...
Tabi ki yine peçete halkası olarak...



Sonra düşündümde çok sevdim ben bunu, bundan bir taç yapmayı planlıyorum.
Şöyle yanyana bir kaçtane çalışsam sonra hiç taç yakışmayan kafama taksam :P deli gibi dans etsemmm...

Yaparsam herhalde satarım, alan olur mu ki acep? diye de düşünerek :)




Neyse, geçen hafta hep sağlık problemleriyle debelendim. 20'lik gömülü bir dişim vardı, bir yıldır dişçi korkusuyla tedavi olmayı bekleyen. Perşembe günü bi deli cesaretiyle onu çıkarttırdım şuan orda dikişlerim var ve inşallah yarın alınacaklar.
Bakalım tam olarak içip bitirmediğim ilaçlarımın acısın nasıl ödeyeceğim, aslında ilaçlarım bitti de gargara beni illet etti yarım şişeyi bitirdim ama diğer yarısını çöpe atıcam gibi görünüyor :)

Şimdilik benden raporlar bukadar, kaçıyorum şimdi. İşlerim var halledilmeyi bekleyen.

Sevgiyle kalın ve şu güzelim şarkıya benim için kulak kabartmayı da unutmayın olur mu?
Öpüyorum hepinizi...

11.5.10

Pembe Kırçiçekleri

SATILDILAR :)




Merhabalar tüm herkese, nasılsınız bakalım?
Ben süper ötesi enerji doluyum niye ki deseniz, tatil yerimiz belli oldu ollleeeey :D Ağustos'u iple çekiyorum..

Birazdan da dışarda ki güneşli İstanbul sokaklarını tepeleye tepeleye gezmeye çıkıyorum, güzel bir gün daha beni bekliyor, daha ne ister ki insanoğlu eğer sağlığı da yerindeyse...

Evdekileeer siz de bi güzellik yapın kendinize ve sizi eve bağlayan o miskinlikten kurtulun en sevdiğiniz cicinizi giyin ve siz de çıkın dışarıya olur mu?


Pembe 2



Üstteki kırçiçekleri içinde elimde yalnızca 12 adet olduğunu söylemeliyim, sahip olmak için lütfen keyifli butiğime zıplayınız.
Öpüyorum hepinizi. Mutlu, huzurlu bir hafta dilerim

26.4.10

Videolu Anlatımla Örgü Motif - Örgü Motifler 4

Motif

Farklı bir motif ve açıkçası orjinali benimkinden çok daha süper duruyor.

Renkler çok yansmıyor ama mor ve yeşil renklerden denedim motifi, mor renk laciye daha çok benzemiş orası ayrı :)

Açıklaması için anlatım videolarına buradan siz de bakıp deneyebilirsiniz.

Kolay, çok karışık değil yalnız; Brezilyalı hanımın kullandığı ip benimkinden çok farklı.
Motifin duruşuda haliyle fark etti, o nedenle sanırım yün oranı daha az olan bir ip kullansaydım daha muntazam durabilirdi..

Neyse sorun değil.
Benim diğer motif denemelerim için burayı , burayı , burayı
Motif şemalarım için burayı
Motiflerden yaptığım babet içinde burayı tıklayınız.

Tek tek tıklamaya üşendiyseniz tüm motifler için burayı tıklayınız :)

Öpüyorum sizi. Sevgiyle.

23.4.10

Rüyada Haydins Görmek = Onunla Bir Kermeste Aynı Masada Olmak Demek

Kesinlikle öyle..
Birkaç gün evvel Haydins rüyama geldi :) Son yıllarda rüyalarımı hatırlayamadığımdan bu rüyanında;  nasıldı, ne olmuştu detayını hiç anımsayamıyorum.


 Sonrasında blogun'da şu yazıyı gördüm, düşündüm ve;
-"İstanbul'umun öbür ucu ama neden olmasın ki" dedim.
Lafın özü;  8 Mayıs günü Atacan Kolej'inde Anneler günü için düzenlenen kermeste Haydins'le beraberiz. Hatta aynı masayı paylaşıyoruz :)


Sizde ürün satmak isterseniz masa için okuldan bilgi alabilrsiniz, kalmadıysa da bizi ziyarete de gelip yapacağımız ürünlere gözatabilirsiniz. Oda olmazsa, bize şans dileyin işlerimiz yolunda gitsin :)
Sevgiyle...

20.4.10

Kolay Tekniklerle Kurdele Nakışlı Mutfak Havlusu


Çiçekli Havlum


Yok yok kullanmak için değil saklamak için elbette ki. Mutfakta bu havlunun kullanıldığını bir an hayal ettim de yazıııııık!
El emeğinin gitgide değer kazanacağı ileriki yıllarda mesela, kızınıza çok mostaljik bir hatıra niteliğinde düşünelim veya sadece mutfağa şıklık katmak içinde asılabilir..

Havlusu kadife yumoş yumoş aslında ben bunu bir arkadaşımın kız kardeşi için yaptım ama resimleri pasaj'a koyuyorum ki, anneler gününün yaklaştığı bu günler de anneciğinize hediye babında'da alınabilsin diye..




Çizim ve model bana aittir.
  • Çiçekler için pembe kartanesinin çiçeklerinden 1 tane çalıştım. Siz arşivimdeki yapım aşamalarıyla verdiğim kurdele nakışı çiçeklerinden istediğinizi çalışabilirsiniz.
  • Tomurcuk içinde daha evvel gösterdiğim zarf gül'ü çalıştım.
  • Yaprak ise Nigar hanım'ın çalışmalarından burda daha evvel de bahsetmiştim.
  • Kenarındaki bordür içinde daha evvel Eminönün'den kurdele alışveriş'i yapmıştım hani hatırladıysanız, ordan birkaç metre kadar piramit oyası almıştım onuda, havlunun nakış kısmındaki dış bordüre diktim.
  • Çimenlerin yapımı içinde şuan bulamadığım bir link var onu da bulur bulmaz ekleyeceğim.

Baharın


Çok zorluğu yok ama istenirse detaylı şema da ekleyebilirim..
Sevgiye kalın.


Not:
Aslında ben bugün blogcu kadınlardan bahsetmek, kimilerinden şikayet etmek ve biraz başınızı şişirmek istiyordum ama bu güzelim konumu hiiç "hoş olmayan" bir konuyla soluklaştırmak istemedim ama yinede yazmadan da duramıyorum o nedenle birazcık yazı boyutunu küçülttüm.
Şimdilik şunu not düşmek istiyorum internet dünyası bir derya deniz gibi görünse de aslında çok küçük çünkü hepimiz gün içinde birçok blogu ziyaret ediyoruz.
Benim yaptığım görünmez zaten sık sık konu ekliyorum buda arada kaynar gider diye düşünenleriniz varsa inanın hiçde öyle değil.
Demek istiyorum ki arşivimdeki tüm resimler anlatımlar konular bana ait asla ama asla biryerden (ç)alıntım yok.
Kimisi babaanne zamanından kalma modeller olsa da (mesela elti eltiye küstü) anlatım şemalarıyla anlatımı bana ait. Ben o modeli eskide olsa açıklamayı akıl etmiş miyim benim için asıl olan odur.
Mevzu emeğimin "bi-le-rek" alınması olursa kimseye müsamaha göstermemi beklemeyin.
Mevzusu geçen konunun herşeyi değiştildi artık istesemde bu bana ait diyemiyorum ama herkesi vicdanına bırakıyorum..
Sevgiye kalın.

13.4.10

Çörekotlu Tulum Peynirini Denediniz mi?

Çörekotlu tulum peyniri Mmmmmm.....
Nefis!
Ne nerede güzelse, nerede ne yenirse öğrenme tatma meraklısıyımdır.
Bana deseniz ki;
-"Nur, şuranın şusu meşhur buranın busu süpper bayılıcaksın gel mutlaka yiyelim" koşarak, hatta uçarak :P tüm işlerimi düzene koyar mutlak o güzelliği tatmaya gelirim.
Özellikle mantıya asla dayanamam dünyanın bir ucuna bile giderim onun için :D

Bu derece tatlara ve yemeye açık bünye hiç üst seviyeler de kilolara ulaşamamıştır. (Şükürki..)
Sanırım hiç kilo almamamın nedeni porsiyonlarımın çok minnacık olması..
Neyse ne diyecektim konu dağıldı...




Gamze'nin tavsiyesiyle pazar günü alıp denedim ve çok çok sevdik...
Yalnız aklınızda  bulunsun eğer bir tulum peyniri severiyseniz ve çörek otundan da benim gibi azda olsa hoşlananlardansanız alın ve deneyin derim..


Buarada Blog Ödüllerinde "Hobi Kategorisin de" aday oldum ve aynen Kelebek Gibi'nin de bahsettiği gibi yeşillik olsun diye katıldım :D ve birazda başımı işten kaldıramadığım son günlerimde bir atraksiyon olsun dedim hayatımda..
 Oylamak isterseniz bu linkteki üst panelden kayıt seçeneği ile kaydolup oylayabilirsiniz.
Hepinizi öperim, SEVGİYLE...


10.4.10

Yonca Butik & Cici'nin Dükkanı & Kelebekli Peçetelikler

Merhabalar,
sizlere özgün tasarımları olan iki tane yepyeni blog tanıtmak istiyorum. Bu güzellikleri kaçırmamak için izlemeye almanızı öneririm..


Birtanesi soldaki güzelliğin sahibi, benim şeker küpü arkadaşım, Gamzem.

Güzel ve yaratıcı fikirleri ile el emeği ürünlerini buluşturan Yonca Butiği şimdilik satış amaçlı olarak kullanacak yaptıklarının içinde benden müşterilerimin istediği masa örtüsü ve runner'lar da var ben dikişten anlamadığım için her türlü siparişinizle kendisi ilgilenebilir...
Yonca Butik için ve pasaj'ı için lütfen tıklayınız..




Diğeri ise benim zaten uzun zamandır takip ettiğim bir blog yazarı, yaptığı ürettiği herşeyi çok seviyorum ilgi çekici yazılarını ise merakla okuyorum.







Soldaki zincirli bilelikten de anlaşılacağı gibi şimdilerde  de takı ile ilgileniyor.
Bir-iki şeyine göz diktim ama aklım yeniler de şimdilik yeni birşeyler daha eklemesini bekliyorum özellikle küpe :)ve halka olursa dahada iyi olur :)...

Yaşasın ben'in Cici Dükkan'ı için burayı,  pasaj'ı için de burayı tıklayınız..


Edit: Aceleyle hazırlanmış postta canım Pınar'ımın şahane peçete halkalarından bahsetmeyi akıl edememişim sakın sakın es geçtiğim düşünülmesin ne olur çok üzülürüm.
Lütfen o güzellikler için tık tık.
Sevgiyle


Vakit bulup yazmaya başlamışken kendimi de araya sıkıştırayım.

Kelebekler




Kelebekli peçete halkalarım içinde butiğime yada pasaj'ıma zıplayabilirsiniz :)
Sevgiyle kalın yavru kurtlarım :P

25.3.10

Nilüfer Çiçeği ve Pembe Kartanesi Peçete Halkaları / Peçetelikler


Nilüfer Çiçeği peçete halkaları hakkında daha fazla bilgi edinmek yada satın almak isterseniz burayı



Untitled



Pembe Kartaneleri peçete halkaları içinse, burayı tıklayınız.

19.3.10

Saten Kurdeleden Nilüfer Çiçeği'nin Yapılışı

Merhabalar,
yine vakitsizlikten vakit yaratmaya çalıştım ve bulduğum bu ilk fırsatta da bu güzelliği sizinle paylaşmak istedim.
İşlerimi ise sadece bir parçacık düzene koyabildim, yorumlarınıza yine dönemeyecğim ama yine ilk fırsatımda geçmiş, gelecek tüm yorumlara döneceğim.




Nilüfer çiçeğini yapma fikri vardı hep aklımda ama bu çiçekten peçete halkası yapmayı ise düşünmemiştim..


Bu fikir benim şeker küpüm Birsen'imden çıktı.
Kendine bu modelden peçetelikler yapmış ve benim için her aşamasını resimlemiş hatta ayrıntılı olarak yazmış bana mail atmıştı. Öyle sevindim ki anlatamam kanatlarım olsaydı uçabilirdim. Kalbi öyle güzel ki çok az blogcu bunu yapabilir biliyorum.

Binlerce teşekür ederim Birsen'im sana ve senin gibi güzel yürekli insanlarla etrafımı donatan Rabbime!
Hamdolsun!!





Bende bir müşterime Birsenim'in yaptığı peçete halkasının resmini attım ve çok beğenildi.

 Yani yine bildiğiniz gibi bu güzelim çiçeklerde süper bir peçete halkası oldu  inanın şuan gözümün önündeler ve gözümü alamıyorum onlardan :) Övünmek değil niyetim asla, sadece çok çok beğendim.

Sahibinin  eline ulaşmadı henüz çünkü bir kaç modeli daha var hazırladığım. Halkasıyla son olarak bitmiş halini oda görmedi, şuan satışa çıkarmadığım için buraya son halini koymadım.

Üstteki resimlerin 4 tanesi  Birsen'ime ait ben ek olarak 4 resim daha ekledim..


Nilüfer Şema


Nilüfer Çiçeğinin Yapımı:

Kullanılan Malzemeler:

  • 3 cmlik saten kurdele

  • 5 cmlik yeşil kurdele (Elimde 4 cm'lik kurdele vardı ben onu kullandım)


  1. Nilüferin yapımı için kurdelemizi 10 cm boyunda kesip uçlarını çakmakla hafif yakıyoruz. Kurdelenin tam ortasını Ölçüp iğne ile ortasını ve iki üst köşesine çapraz iğne geçiriyoruz

  2. Sonra iğneninde yardımıyla kurdelenin önce bir kenarını ortadaki iğneye kadar rulo şeklinde sıkı sıskı sarıyoruz ve iğneyi çıkarıp açılmaması için iğnelioruz 

  3. Diğer tarafıda aynı şekilde sarıp iğneliyoruz.

  4. Sonra iki ucunu çapraz şekilde dikiyoruz demiş Birsenciğim.

  5. Bende ek olarak kurdelenin ortasını iğne ile işaretledikten sonra elimle biraz yan şekilde sardım ve iğneledim, diğer ucuda aynı şekilde sarıp iğneledim.

  6. Sonra nilüferin sardığım bir tarafının toplu iğnesini çıkarıp elimle sımsıkı tutarak; hayalet ip ve iğne yardımıyla dipten sabitledim ve

  7. diğer uca kadar teğelledim diger ruloya geldiğimde ise yine toplu iğneyi çıkarıp orayıda sabitledim. Sonra Birsenin de dediği gibi iki ucunu çapraz bir şekilde bir araya getirip tekrar diktim ve fazlalıkları kestim çakmakla yine son kez yaktım

  8. Tüm yaprakları ister yaptıkça ister sonradan birbirine muntazam bir şekilde ekleyip bitiriyoruz.
Biraz uğraştırıyor ama uğraşınıza değecek bir sonuç ortaya çıkıyor.




Nilüfer Çiçeğini Yaprağı'nın Yapılışı:

  • Yeşil kurdeleyi 10'ar cm boyunda kesip çakmakla yakınız..

  • Orta kısma doğru kurdeleyi üçgen hale getirip,

  • alttan 1 cm yukarıdan itibaren teğelleyiniz (Benim kurdelmin eni  4cm olduğundan boşluk bırakmadım)

  • sonra ipi çekip yaprak şekli verin

  • ve dibinden sağlamlaştırın..

Nilüfer Çiçeği


İşte bu kadar hanımlar, hepinize kolay gelsin. Takıldığınız bir yer olursa Birsen'e yada bana danışabilirsiniz..

Diğer anlatımlı kurdele nakışları için TIKLAYINIZ...